3 Şubat 2009 Salı

Ayrılık-VII

(bunu okumadan önce Ayrılık-I, II, III, IV, V, VI’yı okuyun)

uğur, sabah erkenden evden çıktı.. sefa’nın yanına gidiyordu.. hastaneye giderken dün akşam kaydettiği kaseti dinledi.. hastane de sefa’nın yanına gitti.. kapıyı çaldıktan sonra içeri girdi.. “sefa abi günaydın” sonra sefa “oooooo, günaydın uğur, gel otur..” sonra uğur “abi ben uzun kalmayacağım, dün akşam yatarken kaydı başlat öyle yat demiştin ya, ben o kasetleri getirdim, buyur abi, kasetler burada..” sonra sefa “teşekkürler uğur da neden geleceğini haber vermedin? biliyorsun normalde buraya biz çağırmadan gelemezsin, anlaşmada bu var unuttun mu? ama tabi bu seferlik bir ayrıcalık yapabiliriz..” sonra uğur “abi gelirken yolda kaseti dinliyordum, onun dalgınlığına unuttum aramayı, sencer’in söylediklerine daldım gelirken..” sonra sefa “dinledin mi? güzel.. nedir peki yorumun?” sonra uğur “valla abi, sencer beni allak bullak etti de.. pardon abi bir şey sorucam, benimle konuşurken sürekli konuşmayı kayıt altına alıyordun, yani alıyordunuz.. bu sefer kayıt yapmayacak mısın?” sonra sefa “uğur geleceğini haber vermedin o yüzden bir hazırlık yapmadım, yanımda kayıt cihazı var kaset yok, kayıt cihazının içinde de kaset yok ama önemli değil.. benim ve muzafferin üstünde 24 saat kayıt yapan ufak cihazlar var.. bunlar seni 2 gün önce götürdüğümüz yerdeki makineye bağlı.. o yüzden konuşabilirsin, konuştukların gene kayıt altında..” sonra uğur “anlamadım abi şimdi, peki neden sizinle konuşmalarımızda her seferinde ayrı kayıt cihazları çıkartıyorsunuz üstünüzdekiler varken..” sonra sefa “o bizim prosedürlerimizden biri.. bu üstümüzdekileri ne olur ne olmaz diye taktık ve şu andaki durumda, o durumlardan biri.. ama anlat yorumunu duymak istiyorum..” sonra uğur “abi dün seninle konuştuktan sonra senin dediğin o kıskançlık olayına girdim.. cevap senin dediğin gibiydi ama şokta olduğum nokta eğer bu şekilde düşünüyorsan, onca zaman neden devam ettin sencer bu ilişkiye diye sormak istedim ama sormadım, sinirlendim bir an, oradan da olayı ben yatıyorum dedim direk çevirdim.. olay artık bence de senin dediğin gibi sadece ayça üzerine ama bir yandan da sencer’in onca zaman boyunca bana anlattığı şeyleri düşünüyorum, o yüzden olaya bir anlam veremiyorum.. “sonra sefa “bu şekilde düşünmen gayet normal..” sona uğur “biraz daha düşününce aklıma olay farklı bir şekilde düşüyor.. bir ilişki bittikten belirli bir süre sonra, duyduğun sevgi nefrete dönüşmeye başlar.. yani o günler üzerine bir ahh çekersin yada bunun gibi bir şey işte.. sencer’in durumu ona benziyor bence yada ben, dün akşam ben yattıktan sonra sencer’in konuştuklarını dinledim, ondan dolayı da bu şekilde etkilenmiş olabilirim..” sonra sefa “konuşmuş değil mi? aynı benim tahmin ettiğim gibi.. nasıl bir konuşmaydı peki? yani karşısında hayali bir kişi varmış gibi mi yoksa daha mı farklı?” sonra uğur “valla abi bilmiyorum ben anlayamadım orayı, sana kalmış onu anlamakta ben gidiyorum şimdi, sencer uyanmadan eve gideyim.. abi bir de kaydın başında bir sorun var haberin olsun, tamam?” sonra sefa “nasıl bir sorun? neyse uğur, dinlerken bakarım nasıl bir sorun olduğuna ama bunun dışında ayrıca bir sorunumuz daha var, bana gelişini haber vermediğinden dolayı bana verdiğin bu kasetlerin yerine yenisi veremeyeceğim bir ara yanıma uğraman lazım kaset için” sonra uğur “gerek yok abi yeni kasete, beni o makinenin olduğu yere götürdüğünüzde, fazladan bir kaset daha vermiştiniz bana, o duruyor halen evde..” sonra sefa “ha o zaman tamam, unutmuştum ben onu.. ekstrem bir durum olursa kaydedersin ama onun dışında beni arama, çok acil bir durum sezmezsen tamam mı? biraz kendi kendinize takılın.. zaten kütahya’ya gitmeden önce haberleşiriz tekrar..” sonra uğur “tamam abi haberleşiriz tekrar.. ha bu arada bir şey var.. bana sencer’de anlayamadığımız noktalar var demiştiniz, kedi ve çiçek üzerine bir şeyler anlatmıştın.. sencer kıza çiçek vermiyor demiştiniz ya.. çiçek göndermiş sencer kıza..” sonra sefa “ne zaman göndermiş?” sonra uğur “5.ay hediyesi olarak göndermiş, her ay için bir çiçek alıp kitabın içinde kurutmuş.. bu benim kaset kayıtlarında yok o yüzden söylemek istedim.. belki şimdi halen neden bu şekilde düşündüğümü anlamışsındır abi..” sonra sefa “uğur bunu söylediğin için çok teşekkür ederim ama bunu daha ayrıntılı bir şekilde sencer’den öğrenmem lazım, ama bu sıralar zamanı değil.. neyse uğur, tekrar teşekkürler..” sonra uğur odadan çıktı..

sonra sefa kasetleri dinlemeye başladı.. akşam yatarken taktığı kasette bir sorun vardı.. başlangıçta ses yoktu.. uzun bir süre ses yoktu.. bir yerden sonra ses boğuk geliyordu.. uğur herhalde kayıt cihazının üstüne yatmıştı.. kasetin sonlarına doğru ses düzeldi.. sencer fısıldayarak konuşuyordu ama fısıldarken bile sesindeki titreme belliydi.. “kolay olabileceğini zannediyorsan o zaman gerçekten beni tanımamışsın demektir.. yada sürekli benden farklı şeyler beklemişsin demektir.. geçenlerde çocuklar o şarabı getirmişler, içmedim.. içemedim.. sen gittiğinden beri evi temizlemekten sıkıldım, çünkü ne zaman yerde saç görsem seni hatırlıyorum ve lanet olsun her gün temizlememe rağmen o saçlar gene bir yerlerden tekrar çıkmayı başarıyor.. evde halen senin kokunu alabiliyorum, eve her türlü parfümü sıktım ama halen senin kokun geliyor.. bir ara kıyafetlerimden geldiğini zannediyordum bu kokunun.. temiz olanları bile yıkadım kokundan kurtulmak için ama o koku halen devam ediyor.. bana getirdiğin bütün eşyaları, hediyeleri.. bütün hepsini kaldırdım bir köşede duruyorlar.. benim göremeyeceğim bir yerde.. çünkü onları görmek bana seni hatırlatıyor ve her seferinde karşımda oluyorsun o anda.. gözlerimi kapatıyorum, duvara vurup canımı acıtmaya ve o hayalden kendimi almaya çalışıyorum.. başka bir yere kendimi odaklamaya çalışıyorum ama o sırada o koku tekrar geliyor.. işte o zaman çöküyorum yere, çünkü ne yaparsam yapayım seni çıkaramıyorum aklımdan.. çünkü o evin her yerinde sen varsın zaten.. anlıyor musun.. benim bu şekilde bu evde nasıl yaşadığımı biliyor musun..” bu sözlerden sonra uzun bir süre ses gelmedi makineden.. bir üfleme sesi vardı.. büyük ihtimalle sencer sigara içiyordu.. sonra tekrar konuşmaya başladı ama sesinde bir sinir, bir gerginlik vardı.. “geçenlerde bana telefonda konuşurken bana söylediğin o kelimeler aklıma geldi.. ne demiştin.. dur hatırlamaya çalışayım.. yanlış hatırlamıyorsam şöyle söylemiştin.. sencer bana ben senden ayrılmışım gibi davranma, biz ayrılık kararını seninle beraber aldık.. hadi yaaa?? git bak o zaman, senin yanından denizliye gelirken yazıp sana gönderdiğim o yazıda ne yazıyor.. orda senden ayrılmak istiyorum mu yazıyor.. git bak o sıçtığmının yazısına.. orda senin mutlu olmanı istiyorum yazıyor.. ama orda senden ayrılmak istiyorum yazmıyor.. orda ayrılık yazmıyor.. orda senin bir daha üzülmeni istemiyorum yazıyor.. ama orda senden ayrılmak istiyorum yazmıyor.. orda seni ne kadar çok sevdiğim yazıyor ama orda senden ayrılmak istiyorum yazmıyor.. orda üstüne basa basa bu bir ayrılık yazısı değil yazıyor.. orda senin özgür olmanı istiyorum yazıyor ama senden ayrılmak istiyorum yazmıyor.. orda ayrı..” sözcükler tamamlanmadan kaset bitiyor..

( bu hikayenin devamı Ayrılık-VIII )

Hiç yorum yok: